Polipozis
Kalın barsak polipleri kanserleşme potansiyeli olan bir hastalıktır, kırk yaş üstünde oldukça sık rastlanır. Ozon tedavisi ile kalın barsak polipleri tedavi edilebilir hastalıktır.
Kolon ve Rektum Polipleri
Kalın Bağırsak Polipleri
Barsak yerine Türk Dil Kurumu kılavuzunda doğru kelimenin "Bağırsak" olarak kullanılması gerektiğini biliyor muydunuz?
Polip Nedir?
Polipler, kalın bağırsağın (Kolon ve rektumun) yüzeyini örten tabakanın (Mukoza) anormal büyümesi sonucu gelişen ve bağırsak kanalı (Lümen) içine doğru büyüyen kabartılardır.
Kalın bağırsağın en sık görülen hastalıklarından biridir. Erişkinlerde %15-20 oranında polip gözlenebilir. 50 yaş üzerinde ise bu oran %40-50’lere ulaşır.
Polipler farklı şekillerde oluşabilir. Bazı polipler, düz (Sapsız veya sesil) bazıları ise bir sap ile bağırsak duvarına bağlıdırlar. (Saplı polip)
Oluşan polipler büyüklüklerine göre de sınıflandırılırlar. 5 mm’den küçük olanlara küçük polip (Diminütif polip), 5-10 mm arası orta boy ve 10 mm den büyük olanlara ise büyük boy polip denir.
Polipler şekil ve boyut olarak sınıflanmalarına ek olarak davranış özelliklerine göre de sınıflandırılırlar. Bazı polipler sadece bir kabartı olarak bağırsak içinde oluşabilirler ve vücutta herhangi bir zararlı etki göstermezler. Bunlara iyi huylu polipler (Benign polipler) denir. Bazı polipler ise çoğalabilir, büyür ve kansere dönüşüm gösterirler. Bu poliplere kötü huylu polipler (Habis - Malign polipler) denir.
Buna ek olarak polipler tek olabilecekleri gibi kalın bağırsak içinde birden fazla sayıda da bulunabilir. Kalın bağırsağında bir tane polip bulunan hastaların bağırsakları tamamen incelendiğinde başka bağırsak bölümlerinde de polipe rastlanabilir. Bazı hastalarda ise bağırsakta onlarca polip gözlenebilir. Bazı hastalarda ise kalın bağırsakta yüzlerce, binlerce polip oluşur. Bu duruma “Polipozis Sendromları – FAP – Ailesel Polipozis Coli – Ailesel Adenomatöz Polipozis Koli Sendromu” denir.
Kimlerde Polip Görülür?
Kolon polipleri her bireyde görülebileceği gibi herhangi bir yaşta da ortaya çıkabilir. Hastaların %90'ından fazlası 40 yaşın üzerinde olan kişilerdir. Bu yaştan sonra risk, her 10 yılda ikiye katlanır.
Yüksek risk faktörleri şöyle sıralanabilir;
- Ailede (Birinci ve ikinci derecede akrabalar) ve/veya kendisinde
- Kalın bağırsak kanseri hikayesi
- Kalın bağırsak polibi hikayesi
- Ülseratif Kolit ve Crohn hastalığı (8-10 yıldan fazla süre ile hasta olanlarda risk artar)
- Meme, yumurtalık ve rahim kanseri olanlar
- 50 yaş üzerindeki bireyler
Yaş ve aile hikayesi en önemli risk faktörüdür. Ayrıca;
- Yağlı besinlerle beslenmek (Hayvansal yağ tüketimi fazla olanlar)
- Sigara içmek
- Alkol almak
- Spor yapmamak
- Çok kilolu olmak
gibi dış etkenlerde polip oluşumunu etkilemektedir.
Poliplerin Belirtileri Nelerdir? - Semptomlar
Polipler çok büyük çaplara ulaşmadıkça veya kanserleşme göstermedikçe pek bir belirti ve bulgu vermezler. Çoğu polip kolonoskopi (Endoskopi) veya kalın bağırsağın radyolojik incelenmesi sırasında tesadüfen bulunur.
Polipler, nadiren makattan kanama veya daha nadir bağırsak tıkanıklığı (Obstrüksiyon) bulgularıyla kendini gösterirler.
- Makattan Kan Gelmesi (Dışkıda Kan - Rektal Kanama): Kanamanın miktarı polibin yerleşim yerine bağlıdır. Kanama genellikle dışkılama sırasında görülür. Hastalar nadiren devamlı kanamaya bağlı kansızlık (Anemi) bulguları ile başvuru yaparken, nadiren ciddi kan kayıplarına rastlanır.
Mukus Akıntısı (Sümüksü Yapışkan Akıntı): Özellikle kalın bağırsağın son bölümünde (Rektum) yerleşimli poliplerde mukus akıntısı görülmektedir.
- Dışkılama Alışkanlığında Değişiklik - Bağırsak Fonksiyonlarında Değişiklik: Polipler büyüdükçe bağırsak tıkanıklığı veya dışkılama alışkanlığında değişiklik yapabilirler. Zaman zaman kabızlık ve / veya ishal atakları olabilir. Bu dönemde karın ağrısı, şişkinlik, aşırı gaz bu bulgulara ek olarak ortaya çıkabilir.
- Karın ağrısına neden olurlar.
Kolon Polipleri Kansere Dönüşür mü?
Polipler Kanser midir?
Genellikle iyi huylu olmasına rağmen poliplerin, kanserlerle olan ilişkisi kesin olarak gösterilmiştir. Kalın bağırsak kanserlerinin %90’dan fazlası polip zemininde gelişir. Fakat her polip kanser demek değildir. Ancak poliplerde anormal hücre bölünmesi sonucu oluşmaktadır. Bu düzensiz hücre büyümeleri sonucu kalın bağırsakta (Kolon ve rektumda) önce polipler oluşmaktadır. Bu poliplerden bazılarında uzun bir süreç içinde meydana gelen değişikliklerle kanser gelişimi olabileceği unutulmamalıdır. Bir polipin kanserleşmesi için yaklaşık 8-10 yıl kadar bir süre geçer.
Bu nedenle polipler kanser öncüsü hastalık olarak kabul edilirler. Hangi polipin kanserleşeceği doku incelemesi (Patolojik inceleme) yapılmadan anlaşılamayacağı için poliplerin çıkarılması gerekir. Kalın bağırsakta görülen poliplerin çıkarılması kalın bağırsak kanseri hastalığının önlenmesinde, erken tanı ve tedavisinde çok önemlidir.
Kalın Bağırsak Poliplerinin Kansere Dönüşümünü Destekleyen Bulgular
Tıp alanındaki gelişmelerin izlenmesi ile birlikte daha önce yapılan araştırmalar incelendiğinde kalın bağırsak poliplerinden kalın bağırsak kanserinin geliştiğini gösteren birçok veri olduğu görülür. Aşağıda kalın bağırsak kanserinin poliplerden geliştiğini doğrulayan ipuçları verilmiştir.
Kalın Bağırsak Kanserine Eşlik Eden Poliplerin Varlığı
Kalın bağırsak kanseri nedeni ile bağırsak ameliyatı olan hastaların dokuları incelendiğinde bağırsak dokusunda kanserli dokuya ek olarak çıkarılan bağırsağın diğer bölümlerinde de kalın bağırsak polipi olduğu gösterilmiştir. Kalın bağırsak kanserlerinde % 50 ye varan oranda kalın bağırsak polipi eşlik eden lezyon olarak gözlenir.
Poliplerin Doğal Seyrinde Kanserleşme
Kalın bağırsak poliplerinin, teknolojik olarak endoskopik yöntemle çıkarılamadığı dönemlerde, kalın bağırsak polipi olan hastalardaki gelişim, doğal seyrine bırakılırdı. Bu vakaların takibinde, poliplerin doğal seyrinde kanserleştiği gösterilmiştir.
Polip Kanser Arası Geçen Süre Yaklaşık 10 Yıldır
Kalın bağırsak poliplerinin sık rastlandığı toplumlarda poliplerin en sık görüldüğü ortalama yaş ile kalın bağırsak kanserinin en fazla görüldüğü ortamla yaş arasında 10 yıl kadar bir süre tespit edilmiştir. Bu süre, kalın bağırsak polipinden kanser gelişimi için gerekli süreye uymaktadır.
Coğrafi Dağılım
Kalın bağırsak polipleri, dünya üzerinde bazı ülkelerde sık gözlenirken (örneğin batı toplumları) bazı ülkelerde ender olarak rastlanır (Afrika’daki toplumlar). Poliplerin sık olarak görüldüğü ülkelerde, kalın bağırsak kanseri de sık gözlenirken; Poliplerin ender gözlendiği ülkelerde kalın bağırsak kanseri de ender olarak görülür.
Kalın Bağırsağın En Sık Polip Görülen Kısımlarında Kanser De Sık Görülür
İnce bağırsakla kalın bağırsak birleştikten sonra karın duvarını bir çerçeve gibi sarar. Kalın bağırsak birçok bölümden oluşur (Çekum, çıkan kolon, transvers kolon, inen kolon, sigmoid, rektum) Polipler, kalın bağırsakta en sık inen kolon, sigmoid ve rektum diye tanımlanan sol tarafta bulunurlar. Kalın bağırsak kanseri de en sık kalın bağırsağın bu bölümlerinde yerleşir.
Ailesel Polip Kanser Birlikteliği
Kalın bağırsak kanseri olan hastaların ailesinde kalın bağırsak polipi görülme olasılığı olmayanlara göre daha yüksektir.
Poliplerin Çıkarılması Kalın Bağırsak Kanser Oranını Azaltır
Eskiden kalın bağırsak poliplerinin kalın bağırsak kanserine dönüştüğü bilinmiyordu. Bu dönemde yapılan bir çalışmada polipleri endoskopik (Kolonoskopi) olarak çıkarılan hastalar ile polipleri doğal seyrine bırakılan hastalar karşılaştırıldığında polipleri çıkarılan hastalarda kalın bağırsak kanseri gelişme olasılığının çıkarılmayan gruba göre çok azaldığı gösterilmiştir. Buradan da poliplerin çıkarılmasının kalın bağırsak kanserini önlediği görüşü desteklenmiştir.
Poliplerin Patolojik İncelemesi
Polipler çıkarıldıktan sonra yapılan mikroskobik doku incelemelerinde (Patolojik inceleme) aynı polip üzerinde hem kanserleşme hem de polip dokusunun bulunması poliplerden kanser geliştiğini gösteren diğer önemli bir bulgudur.
Polip Ve Kanser Dokularının Genetik Benzerliği
Polipler çıkarıldıktan sonra yapılan genetik incelemelerde, poliplerde görülen genetik değişiklikler ile kanserlerde görülen genetik değişikliklerin benzer olduğu gösterilmiştir.
Her Kalın Bağırsak Polibi Kanserleşir mi?
Hayır. Özellikle kalın bağırsağın iç yüzeyini döşeyen bez hücrelerini içeren adenomatöz polipler kanser öncüsü lezyonlardır. Bu adenomatöz poliplerin de hepsi kanserleşmez. Hangi polipin kanserleşeceğini anlamak için polip dokusunun mikroskobik (Patolojik) incelemesine gerek vardır. Bu nedenle pratik olarak her polipin çıkarılması ve patolojik incelemesi gerekir. Yine de bazı polipler diğerlerine göre daha tehlikelidir. poliplerin büyüklükleri artıkça (1 cm çapın üzerindeki polipler), polip üzerindeki tabakada ülserleşme (Yaralanma) varsa, birçok polip birlikte ise, kalın bağırsağın son kısımlarında yerleşmiş ise ve bir de ailesinde veya kendisinde polip ve / veya kalın bağırsak kanseri hikayesi varsa, bu polipler kanserleşme açısından diğer poliplere göre daha fazla risk oluşturur.
Hangi Poliplerde Kanserleşme Riski Yüksektir?
Kesin olarak bilinmese de poliplerin bazı özellikleri kanserleşme riskini artırmaktadır.
- Sapsız polipler
- Büyük boy polipler (1 cm çapında büyük poliplerde kanserleşme oranı %1-5, 2 cm den büyük poliplerde bu oran %25-40)
- Aynı anda birden fazla polip olması
- Polipin yüzeyinde düzensizlik, kabalaşma ve kanama görülmesi
- Poliplerin kalın bağırsağın sol tarafında - makata yakın yerleşimli olanlarında
kanserleşme olasılığını artırmaktadır.
Polip Gelişimi Kalıtsal mıdır?
Polip Genetik midir? - Irsi midir?
Polip ve kalın bağırsak kanserinin oluşumu ile ilgili araştırmalarla hastalığın gelişimindeki kalıtımsal (genetik) değişiklikleri biraz aydınlatılabilmiştir. Polip oluşumunun genlerle ilişkisi oldukça karmaşıktır. Bu bölümde, bu karmaşıklık basit bir şekilde açıklanacaktır.
Genler, canlının tüm özelliklerinin taşındığı yapılardır.
Genler, hücrenin çekirdeğinde bulunan, kromozomlar içindeki özel birimlerdir. Genlerin biyokimyasal yapısını DNA molekülleri oluşturmaktadır. DNA molekülleri genleri ve genler de kromozomları oluştururlar. Bu yapılarla hücre hayatının sürdürülmesi ve genetik özelliklerin döllere aktarılması sağlanmaktadır.
Her genin birbirinden farklı görevleri vardır. Saçımızın renginden parmak şeklimize, kan grubumuza kadar tüm özelliklerimizin belirlenmesini ve ortaya çıkmasını sağlarlar. Kalın bağırsağın iç yüzeyini örten tabakanın oluşumu ve yenilenmesi de genlerin kontrolü altındadır. Genetik yapıda meydana gelen olaylar normal sağlıklı olarak her 7-10 günde bir yenilenen kalın bağırsağın iç yüzeyini örten tabakada değişikliklerin gelişimini başlatır. Buna ek genetik değişikliklerin ardı sıra eklenmesi ile önce erken polip, ardından geç polip ve devamında kalın bağırsak kanseri gelişimi gözlenir. Ortalama olarak bir polipten kanser oluşumu için geçen süre 8-10 yıl kadardır.
Polip ve Kalın bağırsak kanserinin gelişimi için birden çok genetik olaya ihtiyaç vardır. Bu genetik yapıdaki değişiklikler bir anda olmaz. Bunlardan bazılarını anne veya babamızdan kalıtım yolu ile alırız, bazıları bireyin anne rahminde gelişimi sırasında olur ve sadece o bireyi ilgilendirir, bazıları da yaşadığımız sürede çevresel etkenlerle gelişir. İşte bu birden fazla genetik olayın kalın bağırsağın iç yüzünü örten tabakanın yenilenmesi sırasında meydana gelmesi sonucunda kalın bağırsak kanseri oluşmaktadır.
Kalıtsal (Genetik) olarak meydana gelen polip hastalıkları;
Ailesel Adenomatöz Polipozis (Familiyal Adenomatöz Polipozis - FAP)
Ailesel Adenomatöz Polipozis (FAP) hastalığında ergenlik çağından başlayarak kalın bağırsakta yüzlerce ve hatta binlerce polip gözlenir. Eğer zamanında müdahale edilmezse bu poliplerden %100 kanser gelişir. Bu hastalık anne veya babadan çocuğa geçiş gösterebileceği gibi ender olarak hiçbir aile hikayesi olmadan da bu hastalık gözlenebilir. Bu hastalığın oluşumunda bir gen kusuru mevcuttur.
Ailesel Adenomatöz Polipozis (FAP) hastalarında kalın bağırsakta görülen poliplerin yanında hastaların mide ve ince bağırsaklarında da polipler oluşabilir. Özellikle mideden sonra gelen onikiparmak bağırsağındaki (duodenum) poliplerin kanserleşme potansiyeli yüksektir.
Ailesel Adenomatöz Polipozis (FAP) hastalığının diğer bir tipi olan Gardner Sendromu, FAP ile aynı özellikleri göstermektedir. Gardner sendromunda bunlara ek olarak hastada kemik kistleri, kemik tümörleri ve yumuşak doku tümörleri görülebilmektedir.
Myh - Polipozis (MAP)
Bu rahatsızlıkta Ailesel (Familyal) adenomatöz polipozis’e (FAP'a) benzemektedir. Hastalarda genç yaşta çok sayıda polip gözlenir. Bu poliplerin zemininde de kalın bağırsak kanseri gelişimi olmaktadır. Bu hastalıkta kalıtsaldır (ırsidir). Buna MYH genindeki mutasyon neden olmaktadır.
Herediter Non Polipozis Kolorektal Kanser - HNPCC (LYNCH Sendromu)
Kalın bağırsak kanserleri içinde kalıtsal olarak en sık gözlenen kanser tipidir. Ailesel (Familyal) adenomatöz polipozis’den (FAP) farkı bu hastalarda kalın bağırsakta az sayıda polip oluşur. Bu hastalardaki kanser gelişimi her zaman polip zemininde olmayabilir. Bu hastalardaki kanser gelişim süreci polip kanser sürecinden daha farklıdır.
Ailesinde 50 yaş öncesinde kalın bağırsak kanseri olan hastalarda ve 3 ve daha fazla yakın akrabalarında kalın bağırsak kanseri olanlar ve üst üste iki nesildir kalın bağırsak kanseri olanlarda Lynch sendromu (HNPCC) düşünülmelidir.
Peutz - Jeghers Sendromu
Peutz - Jegher sendromu, ince ve kalın bağırsaklarda çok sayıda poliplerin bulunması, dudaklar, ağız içi ve avuç içinde kahverengi deri lekeleriyle kendini gösteren kalıtsal bir hastalıktır. Peutz-Jegher sendromu da kalıtsal geçiş gösteren bir rahatsızlıktır. Bu polipler çok büyük boyutlara ulaşabilir ve bağırsak tıkanıklığına neden olabilirler. Bu nedenle karında ara sıra ortaya çıkan kramp biçiminde ağrılar gözlenebilir. Bu sendromda bağırsaklardaki polipler ender olarak kanserleşirler.
Polip Hastalarında Aile Ağacı Çıkarılmasının Önemi Nedir?
Kalın bağırsak kanserinde olduğu gibi polip hastalığında da kalıtım (ırsi geçiş) çok önemlidir. Bu nedenle tüm polip olan hastaların soy ağacı – aile ağacının sorgulanması önemlidir. Kan bağı olan bireylerde kalın bağırsak polibi olması, özellikle aile ağacında kalın bağırsak kanserinin tespit edilmesi ailedeki diğer bireylerde de polip görülme riskini artıran önemli faktörlerdir. Bu şekilde ailesinde kalın bağırsak polibi veya kanseri hikayesi olanların doktorlarına bu durumları bildirmeleri ve buna göre takip edilmeleri gerekmektedir. Bu hastaların takip şekli ve takip süresi değişebilmektedir.
Polip Tanısı Nasıl Konulur?
Polipler genelde herhangi bir bulgu ve belirti vermedikleri için tanı ya sıklıkla başka nedenlerle yapılan incelemeler sonucunda tesadüfen ya da risk grubundaki hastalara yapılan tarama testleri sonucunda konulur.
Kesin polip tanısı, ya doğrudan bir endoskop (Bağırsak kanalının içini görmeyi sağlayan cihazlar) yardımı ile direkt olarak, kalın bağırsağın yüzeyini örten tabakanın (Mukoza'nın) incelemesi sonucu yada ilaçlı kalın bağırsak filmi (Çift kontrastlı Baryumlu kolon filmi) ile konabilir.
Tanıda kullanılan testler;
Dışkıda Gizli Kan Testi
Kalın bağırsak (Kolon ve Rektum) kanseri ve polipler için en basit tanı yöntemi, gözle görülemeyecek kadar az miktardaki kanın olup olmadığını tespit etmek için dışkının incelenmesidir. Bu dışkıda gizli kan tespiti olarak adlandırılır. Bu test uzun yıllardır kullanılmaktadır. Ucuz ve çok kolaydır. Fakat bu test sadece tespit yapıldığı anda kanayan kanserleri ve polipleri tespit eder. Kanserlerin sadece %50 si poliplerin ise sadece %10 u bu test ile tespit edilebilecek kadar kanar. Yani bu testin negatif olması kanser gelişmeyeceği anlamına gelmez. Bu nedenle daha iyi ve güvenilir başka testler kullanılmalıdır.
Sigmoidoskopi / Kolonoskopi
Kanser ve polipleri tespit edebilmek için daha ileri görüntüleme yöntemleri kullanılmalıdır. İçi boş organların iç yüzeyini (Lümen) örten tabakanın bir alet yardımı ile direkt göz ile incelenmesine endoskopi denir. Kalın bağırsak hastalıklarının tanı ve tedavisi için yapılan endoskopik işlemlerden tarama amaçlı kullanılanları aşağıda anlatılmıştır.
Kolonoskopi
Kıvrılabilir - Fleksibıl Sigmoidoskopi (Kalın bağırsağın son 60 cm lik kısmını incelemeye yarayan cihaz) doktorun kalın bağırsağın yüzeyini örten tabakayı (Mukoza) doğrudan incelemesine olanak tanır. Bu işlem günübirlik yapılabilen bir uygulamadır. Kalın bağırsağın son 1/3 lük kısmını ve rektumun tamamının mukozasını incelemeye yarar. Bu bölge, genellikle polip ve kanserin en sık görüldüğü kalın bağırsak bölgesidir. Fleksibl sigmoidoskopi dışkıda (Gaitada) gizli kan testi ile birlikte yapıldığında pek çok polip ve kanserin tanınmasını sağlar.
Bir polip veya kanser, fleksibıl sigmoidoskopi ile tespit edildiğinde kalın bağırsağın daha öndeki kısımlarında da başka polipler olabileceği için veya kişi kalın bağırsak kanseri için yüksek risk taşıyorsa, tüm kalın bağırsak (Kolon) mukozasının güvenilir şekilde incelenmesi gerekir. Bu nedenle fleksibıl sigmoidoskopiye benzer fakat daha uzun bir cihaz ile inceleme yapılır. Tüm kalın bağırsağın benzer şeklide incelenmesine kolonoskopi denir. Kolonoskopi işlemi de poliklinik şartlarında günübirlik olarak yapılabilir. Bu cihazlar tanı koymak, parça almak (Biyopsi yapmak) ve polipleri çıkarmak için kullanılabilir.
Bağırsak Filmi - Çift Kontrastlı Baryumlu Kolon Grafisi
Dolaylı olarak kalın bağırsağı örten tabaka, ilaçlı kalın bağırsak filmi ile değerlendirilebilir (Radyolojik olarak yapılan kalın bağırsak filmi - Çift kontrastlı baryumlu kolon grafisi)
İlaçlı kalın bağırsak filmi, büyük polip ve kanserlerin tespit edilmesinde hemen hemen kolonoskopi kadar iyidir. Fakat küçük tümörler veya polipler için kolonoskopi kadar etkin değildir. Teşhis için kolon grafisi ve sigmoidoskopinin birlikte yapılması, her ikisinin yalnız yapılmasından daha iyidir. Fakat kolonoskopi kadar iyi değildir.
Yeni Teknikler - Sanal Kolonoskopi ve Dışkıda Genetik İnceleme
Bilgisayarlı tomografi yardımı ile kalın bağırsağın taranmasına sanal kolonoskopi denir. Bu yöntem, tarama amaçlı olarak yeni kullanılmaya başlamıştır. Güvenirliliği bilinmediği için henüz deneme halindedir.
Diğer yeni bir yöntem dışkının genetik analizi ile kanser ve poliplerin varlığının araştırılmasıdır. Bu da deneme halindedir.
Polip Tarama Testleri
Kolonoskopi ile Polip Taraması Ne Kadar Güvenilirdir?
Kalın bağırsağın yüzey alanı çok geniştir ve bağırsağın içinde çok sayıda girinti ve çıkıntılar vardır. Bu nedenle bazı polipler bu girintilerde saklanabilir veya inceleme sırasında gözden kaçabilir. Buna ek olarak bağırsak temizliği iyi yapılmadı ise yine bazı polipler kirlilik nedeni ile gözden kaçabilir. Yapılan araştırmalarda kolonoskopi sonrası polip gözden kaçırma oranının yaklaşık %5-9 arasında olduğu söylenmektedir.
Tarama Testleri Nedir?
Hastalıkları gelişmeden önlemek, erken evrede yakalayabilmek ve başarıyla tedavi edebilmek için sağlıklı bireylerin sağlık kontrolünden geçirilmesine tarama işlemi denir.
Ülkemizde kadınlarda meme ve erkeklerde prostat kanseri için tanımlanmış tarama yöntemleri başarı ile kullanılmaktadır.
Kalın bağırsak kanseri için yapılan tarama testlerinin iki önemli amacı vardır;
- Kalın bağırsakta görülen kanser öncüsü poliplerin çıkarılması ve kanserin önlenmesi
- Kalın bağırsak kanserinin erken evrede yakalanması ve tam şifa ile tedavi edilmesi
Ülkemiz için önemli bir sağlık sorunu olan kalın bağırsak kanserini gelişmeden önlemek ve erken evrede yakalayabilmek için tarama testlerine ihtiyaç vardır. Kalın bağırsağın (kolon ve rektumun) polip ve kanserleri çoğu kez iyice büyüyene kadar belirti vermezler. Tarama yöntemi, belirtisi olmayan bir hastada (asemptomatik), kalın bağırsak kanserine dönüşebilecek bir hastalığı ortaya koymak için yapılan bir veya daha fazla testi içerir. Tarama yöntemlerinin öncelikli amacı kanser gelişmeden önce poliplerin (kalın bağırsak duvarından gelişen kanser öncesi iyi huylu tümörler) tespiti ve çıkarılmasıdır. Böylece kanser gelişimi önlenmiş olacaktır. Tarama yöntemlerinin diğer önemli bir amacı ise kalın bağırsak kanser hastalığını, hiç değilse erken evrede yakalamak ve tedavisini sağlamaktır. Erken evrede yakalanan kanserin tedavisi ve tamamen şifa bulması mümkündür.
Ülkemizde bireylerin, bilinen tarama yöntemleri ile sağlık taranmalarının yapılması, kanser vakalarında önemli bir oranda azalmaya neden olacaktır. Fakat bu taramaların yapılması gerçekte alt yapı sorunları ve maliyet nedeni ile zorlanmaktadır. Bu nedenle en azından risk altındaki grupların taramasının yapılması çok önemlidir.
Tümör Belirleyicilerinin Tarama Testi Olarak Kullanılması
Henüz yüksek risk altındaki bir grubu veya toplumun taranması amacıyla kullanılabilen, kalın bağırsak kanserine duyarlılığı ve özgüllüğü yeterli ideal bir tümör belirleyicisi (markır) bulunamamıştır. Bu nedenle bir kan tetkiki olan ve kalın bağırsak kanseri tanısı alan hastaların takibinde kullanılan karsinoembriyonik antijenin (CEA) tarama amaçlı tümör belirleyici olarak kullanılması yanlıştır.
Polipler Nasıl Tedavi Edilir? Polipektomi
Kalın Bağırsak Kanseri ile polipler arasında kesin bir ilişki vardır. Bu nedenle hangi polip kanserleşme eğilimine sahip, hangisi değil tam olarak bilinemeyeceği için bunların hepsinin tamamen alınması tavsiye edilir.
Kolonoskopiyle yapılan birçok muayene sırasında, görülen polipler aynı zamanda alınabilmektedir. Daha geniş poliplerde ise tamamen çıkartılmaları için birden fazla tedavi yöntemi gerekebilir. Fakat bazı polipler büyüklükleri, pozisyonları ve sayıları nedeniyle bu tip yöntemlerle çıkarılamaz ve ameliyat gerekli olabilir.
Polipektomi
Polipin endoskopi (Kolonoskopi - Sigmoidoskopi) yardımı ile çıkarılmasına polipektomi denir. Polip endoskopi sırasında özel aletler yardımı ile çıkarılabilir. Çıkarılan her bir polip ayrı ayrı doku incelemesine (patolojik inceleme) gönderilmelidir.
Daha geniş poliplerde ise tamamen çıkartılmaları için birden fazla tedavi yöntemi gerekebilir. Fakat bazı polipler büyüklükleri, pozisyonları ve sayıları nedeniyle endoskopik yöntemlerle çıkarılamaz. Bu durumda ameliyat ile kalın bağırsağın polip içeren bölümünün çıkarılması gerekir.
Kolonoskopide olduğu gibi polip çıkartma işlemi sırasında da hastanın ağrı duymaması ve rahat bir şeklide uyuması sedoanaljezi ile sağlanır. Bu şekilde hasta işlem sırasında ağrı duymaz.
Polipektomi yapılarak poliplerin çıkarılması Kalın Bağırsak Kanserinin gelişimini önlemektedir. Bu nedenle Kalın Bağırsak Kanseri önlenebilir bir hastalıktır.
Ameliyat ile Tedavi
Kolonoskopi sırasında polip tespit edildiği zaman işlemi yapan doktor polipektomi yapıp polipleri çıkartabilir. Fakat bazı poliplerin özellikleri nedeni ile kolonoskopi (Endoskop) ile çıkarılması zordur. Bu durumlarda ameliyat ile tedavi tercih edilmelidir. Hangi polipin kolonoskopi ile hangisinin ameliyat ile çıkarılması gerektiğine işlemi yapan doktor karar verir. Bazı polipler büyüklükleri, kalın bağırsak içindeki pozisyonları, kanserleşme şüphesi ve sayıları nedeniyle ameliyat ile tedavi edilmelidir. Buna ek olarak kalın bağırsakta onlarca polipi olanlarda veya ailesel adenomatöz polipozis (FAP) ve Herediter non polipozis kolorektal kanser - HNPCC (LYNCH Sendromu) hikayesi olanlarda kolonoskopi ile tüm poliplerin temizlenmesi mümkün olmaz. Bu durumlarda da ameliyat gerekir.
Çıkarılan polipler patoloji laboratuvarına gönderilir ve doku tanısı için bir patoloji doktoru tarafından değerlendirilir.
Poliplerin Patolojik İncelemesi
Polipler Tekrarlar Mı?
Evet tekrarlayabilir. Polip oluşumuna zemin hazırlayan etkenler, aynı kalın bağırsağın başka bölgelerini de etkilediği için başka yerlerde de polip çıkabilir. Buna ek olarak polip tamamen çıkartıldıktan sonra aynı yerde de nüks edebilir. Bu nedenle kalın bağırsak polipi olan bireylerin belli aralıklarla kontrolü gerekir.
Takibin hangi yöntemle ve ne sıklıkta yapılacağı birçok faktöre bağlıdır. Hastanın aile hikayesine, daha önce kendisinde polip olup olmadığına, çıkarılan poliplerin doku inceleme raporuna (Patoloji Raporu) ve çıkarılan polipin yerleşim yerine karar verilir.
Polip Tedavisi Sonrası Takip
Polip çıkarılmasından sonra hastanın belli aralıklarla takibinin yapılması gerekir. Hastanın yaşına, aile hikayesine ve çıkarılan polipin tipine göre hastalar takip edilirler.
Orta Risk Grubu
Risk Kategorisi |
: |
Küçük (<1cm) ve tek adenoma polip bulunan birey |
Tarama Başlangıcı |
: |
Polipektomiden 3-6 yıl sonra |
Tarama Şekli |
: |
Kolonoskopi |
Öneriler |
: |
İşlem sonucunun normal çıkması durumunda belirlenen risk grubuna göre taramalara devam edilmelidir. |
Risk Kategorisi |
: |
Büyük (>1 cm) ve multiple adenoma polip veya yüksek derecede ilerlemiş değişikliklerde |
Tarama Başlangıcı |
: |
Polipektomiden 3 yıl sonra |
Tarama Şekli |
: |
Kolonoskopi |
Öneriler |
: |
Polipektomiden sonra yapılan ilk işlem sonucunun normal gelmesi durumunda belirlenen risk grubuna göre taramalara devam edilmelidir. |
Risk Kategorisi |
: |
Kolon kanseri hikayesi olan bireyler |
Tarama Başlangıcı |
: |
Kanser teşhisinden 1 yıl sonra |
Tarama Şekli |
: |
Kolonoskopi |
Öneriler |
: |
İlk 3 yıl içinde sonuçların normal gelmesi durumunda 5 yılda bir taramalara devam edilmelidir. |
Risk Kategorisi |
: |
Kolorektal kanser veya adenomatöz polip teşhisi 60 yaş öncesinde konan bireyeler ve birinci derece akrabalar |
Tarama Başlangıcı |
: |
Hastaya teşhis konulan yaşın 10 yıl öncesinden itibaren ya da 40 yaşından itibaren |
Tarama Şekli |
: |
Kolonoskopi |
Öneriler |
: |
Her 5-10 yıl içinde bireyler taranmalıdır. teşhis konulan bireylerin 1. derece yakınlarıda orta risk grubu içindedir. |
Yüksek Risk Grubu
Risk Kategorisi |
: |
Familyal adenomotiz polipozis (FAP) aile hikayesi olan bireyler |
Tarama Başlangıcı |
: |
Ergenlik çağı |
Tarama Şekli |
: |
Endoskopi, Kolonoskopi, Genetik Test |
Öneriler |
: |
Aile bireyeleri en erken dönemde taranmalıdırlar. genetik testin pozitif gelmesi üzerine bireylere kolektomi ameliyatı önerilmektedir. |
Risk Kategorisi |
: |
Herediter non-polipozis kolon kanseri hikayesi olan aile bireyleri |
Tarama Başlangıcı |
: |
21 yaşından itibaren |
Tarama Şekli |
: |
Kolonoskopi, Genetik Test |
Öneriler |
: |
Bireyler 40 yaş öncesinde 1-2 yılda bir taranmalıdır. 40 yaşından sonra her yıl taramaya girmelidirler. |
Risk Kategorisi |
: |
İltihabik bağırsak hastalığı (Ülseratif kolit, Crhon’s hastalığı) olan bireyler |
Tarama Başlangıcı |
: |
8-10 yıldan fazla iltihabi bağırsak hastalığı geçmişi olan hastalarda kanser riski artar. |
Tarama Şekli |
: |
Kolonoskopi |
Öneriler |
: |
Bireyler 1-2 yılda bir taranmalıdır ancak en iyi yönlerdirmeyi doktorunuz yapacaktır. |
Neden Kalın Bağırsak Kanseri Önlenebilir Bir Hastalıktır?
Kalın bağırsak polipleri genellikle iyi huylu olmasına karşın kalın bağırsak kanserleri ile olan ilişkisi kesin olarak gösterilmiştir. Kalın bağırsak kanserlerinin %90’dan fazlası polip zemininde gelişir. Kalın bağırsak poliplerinin polipektomi yapılarak çıkarılması kalın bağırsak kanserinin gelişimini önlemektedir. Bu nedenle kalın bağırsak kanseri önlenebilir bir hastalıktır.
Kalın Bağırsak Poliplerinden - Kalın Bağırsak Kanserinden Korunulabilir Mi?
Hastalığın oluşma riskini azaltan basamaklar vardır. Bu yollardan biri, kolonoskopi adı verilen işlem ile kanser öncüsü olan poliplerin çıkarılmasıdır.
Kesin olarak kanıtlanmamış olsa da kolorektal kanserden korunmada, diyetin belirgin bir rol oynadığına dair bazı kanıtlar vardır. Bilindiği kadarıyla posadan (fiberden) zengin, yağdan fakir diyet, kolorektal kanserden korunmaya yardımcı tek diyet şeklidir.
Bağırsak alışkanlığındaki değişikliklerin farkına varan ve de yüksek risk kategorisinde olan kişilerin düzenli takip ile bağırsak incelemelerini yaptırmaları gerekir.
Hastalığa yakalanma riskini azaltan adımlar;
Fiziksel Egzersiz Yapmak : Araştırmalar, düzenli egzersiz yapan bireylerde, kalın bağırsak kanseri dahil bir çok kanser gelişme riskinin azaldığını göstermiştir. Haftada 5 gün, 30-60dk arasında orta şiddette veya günlük 150 kalori harcanmasına neden olan egzersizler yapılmalıdır.
Aşırı Kilolardan Kurtulmak : Fazla kilolar kanser riskini artırmaktadır.
Sigara Kullanmamak : Diğer kanserler gibi sigara kullanımı, kalın bağırsak kanser riskini de anlamlı oranda artırmaktadır.
Aşırı Alkolden Sakınmak : Yapılan çalışmalar alkolün kalın bağırsak kanser riskini artırdığını göstermiştir. Erkeklerin günde iki bardak kadınların ise günde bir bardaktan fazla alkol tüketmemesi gerekir.
Sağlıklı Gıda Tüketimi : Kalın bağırsak kanserin önlenmesinde beslenme alışkanlığı da önemli rol oynamaktadır. Yüksek lifli düşük yağ içerikli besinlerin tercihi önlem olarak önemlidir.
Kalsiyumdan Zengin Beslenme : Kalsiyumdan zengin gıda tüketiminin koruyucu etkisi vardır. Süt, peynir, brokoli tüketimi önerilmektedir.
Aspirin Kullanımı : Düşük dozlarda aspirin kullanılması polip gelişimini azalttığına dair çalışmalar vardır. Doktorunuza sormadan kendiniz bu tedaviye başlamayınız.
Yukarıdaki korunma yöntemleri, kesin olarak kalın bağırsak polip veya kanser gelişimini önlemez. Bu kurullara uyulması polip ve kanser gelişim oranlarını azaltabilir.
Risk altındaki bireylerin, herhangi bir şikayeti olmadan, mutlaka tarama yöntemlerinden yararlanması gerekir.
Sonuç olarak dışkılama alışkanlığındaki değişiklik, dışkıda kan görülmesi durumlarında dikkatli olunmalıdır. En önemlisi, yüksek risk sınıfına giren bireylerin tarama testlerinin ve fizik muayenelerinin yapılmasıdır.
Polipler Hakkında Hatırlanması Gerekenler
- Polipler, kalın bağırsağın (Kolon ve Rektumun) yüzeyini örten tabakanın (Mukoza) anormal büyümesi sonucu gelişen ve bağırsak kanalı (Lümen) içine doğru büyüyen oluşumlardır.
- Genellikle iyi huylu olmasına rağmen poliplerin, kanserlerle olan ilişkisi kesin olarak gösterilmiştir.
- Kalın bağırsak kanserlerinin %90’dan fazlası polip zemininde gelişir. Fakat her polipten kanser gelişir demek değildir.
- Çoğu polip semptom (belirti) vermez ve endoskopi veya kalın bağırsağın radyolojik incelenmesi sırasında tesadüfen bulunur.
- Kontrol sırasında alınan kolon polipleri özellikleri açısından test edilirler.
- 50 yaşın üstündeyseniz veya şüphelendiğiniz belirtileriniz varsa veya ailenizde polip–kolon kanseri teşhisi olan bireyler varsa doktorunuzla görüşünüz.
- Kalın bağırsak kanserinin önlenebilir bir hastalık olduğu unutulmamalıdır.